DSM-IV’e göre sosyal kaygı bozukluğu şu şekildedir:
Utanç duygusu ile toplumsal ya da bir eylemin meydana geldiği durumlardan belirgin ve sürekli korku duymak; bu durumla karşı karşıya kalınca anksiyete oluşması ve hatta bu tepkinin panik atak biçimini alabileceğidir.

Sosyal kaygı ve panik bozukluğu bazı belirtilerin uyuşması nedeni ile zaman zaman karıştırılan ve ayırıcı tanı konusunda zorluk çekilen iki farklı anksiyete bozukluğudur. Her iki hastalıktaki olası bir belirti ise paniktir.

Bu tür kaygı bozukluğu olan bireylerin beklenti anksiyetesi olma ihtimali vardır. Ancak tek başına olduklarında panik atak olmaması da önemlidir (APA 1994).

Bu bozuklukta yineleyen ve beklenmedik panik atakları olmadan toplumsal durumlardan kaçınmak ön plandadır. Bu da ayırıcı tanıda üzerinde durulması gereken konulardan biridir.

Eğitim düzeyi ve sosyal kaygı bozukluğu konusundan yapılan çalışmalarda çelişkili sonuçlar meydana çıkmıştır.. Eğitim düzeyi yüksek bireylerde sosyal kaygı bozukluğunun daha sık görüldüğünü bildiren yayınlar çoğunluktadır. Ayrıca, sosyal kaygı bozukluğunun düşük eğitim seviyesinde de görüldüğünü bildiren yayınlar da bulunmaktadır (Turk ve ark. 1998, Pollard ve Henderson 1988).

Bu iki tür bozukluğu karşılaştıran araştırmalarda eğitim seviyesinin, sosyal kaygı bozukluğunda daha yüksek olduğu belirlenmiştir (Schneier ve ark. 1992, Lepine ve Lellouch 1995, Tükel ve ark. 1998).

Ayrıca, yapılan bazı çalışmalarda sosyal kaygı bozukluğunun, panik bozukluğuna göre daha erken yaşlarda başladığı saptanmıştır. Buna bağlı olarak belirti süresinin daha uzun olabileceği gözlemlenmiştir (Amies ve ark. 1983, Davidson ve ark. 1993).

Bu konu hakkında bilgi almak için Nişantaşı Bi’Şey Seans Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nin uzman ekibine ulaşabilir ve sorularınıza cevap alabilirsiniz.

Bize ulaşmak için;

0(212) 231 94 94
0(552) 156 94 94

iletişim numaralarını arayabilirsiniz.

*Blog yazılarımız sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka bir uzmana başvurunuz.